Benden Kaç Tane Var?

 

 

Tükenmişlik

İleri gidelim derken sürekli geriye mi gidiyoruz, dijital hayaller kurarken fazla mı robotlaşıyoruz?


Her işten anla, birden fazla işi aynı anda yap, zamanının her anını bir şeyler yaparak harca, sosyal medyada sürekli aşırı başarılı insanların motive edici hikayelerini dinle...Yavaş yavaş tükenmeye başlıyoruz. İçimiz yaprak dökerken hala dışarıya çiçeklerimizi göstermeye çalışıyoruz.

Aşırı hızlı tüketim, sürekli işleyen bir dijital dünya ve bu hızlı yaşam arasında yine zaman yetmediği için yetişemediğimiz şeylerden şikâyet ediyoruz sıklıkla.

Madem her süreç bu kadar hızlı ve kolay ulaşılabilir hale geliyor, neden bize daha fazla zaman ve konforlu bir hayat imkânı vermiyor bu sistem? 

Zaman kazandırıyor gibi görünen bu düzen nasıl oluyor da bizden zamanımızı götürüyor?

Bir kitabı elimize alıp okumaya başladığımız sırada kaç kere bölünüyor zihnimiz hızlı düşünmekten.

Her şeyi öğrenmeye çalışıyor ve sürekli evrilen dünyaya adapte sorunları yaşıyoruz.

Cepte psikolog, oturduğun yerden alışveriş, evde film derken dışarı adım bile atmadan, hiç evinden çıkmadan yaşamaya uygun yeni bir düzenle karşı karşıyayız.

Haliyle etrafta neler oluyor, insanlar nelere üzülüyor, kimler aç, kimler maddi sıkıntı içerisinde bilmiyoruz ve sürekli insanları yargılayan bir pozisyona geliyoruz.

Yardımlaşma ve dayanışma sadece sivil toplum örgütlerinin görevi haline gelmiş durumdayken, karşılıksız ve gösterişsiz iyilik yapan bir insanı görünce gözlerimiz dolu dolu oluyor.

Ben en çok insanı özledim, güven duymayı, yavaş akan zamanı, doğayı ve etrafta kimsenin koşuşturmaca içinde olmadığı o düzeni özledim.

Sevmeye, muhabbete daha çok zaman ayırdığımız ve ruhumuzun hiç aç kalmadığı o düzene ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Öyle bir düzen hiç var oldu mu bilmeden istiyorum.

Bu kadar hızlı olmak ve her şeyin bu kadar kolay ulaşabilir olmasının bizden çok şeyler götürdüğüne inanıyorum.

Şimdi nerede o eskiler derken bizler arada kalmış bir kuşak olarak acı çekiyor ve sistemin bir an evvel dengeye gelebilmesini umut ediyoruz.

  • Daha çok sorumluluk aldığımız ve aynı anda çok işi yaptığımız için patronlarımızın gözüne girmeye çalışmadığımız, adil ücretlerle çalıştığımız ve dijital dünyaya adapte olmaya çalışırken bu dünyadan kopmalar yaşamadığımız bir gelecek diliyorum.
  • Yaşamı ıskalamamak ve iç huzuru bulabilmek adına, günlük en azından 1 saat hiçbir şey yapmama veya doğada vakit geçirme ödülünü kendimize verebilmeyi istiyorum.
  • Bol nefes aldığımız ve bu nefesi borçlu olduğumuz doğayı da kaybetmemek için yeniden yavaşlamaya ne çok ihtiyacımız var. Bizden bir tane daha yok!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yazmak Zehirler Mi?

Köşe Yazısı: Gökçeada'dan Hikayeler

Belirsizlikten Siz de Sıkıldınız Mı?