Kayıtlar

oğlak etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Köşe Yazısı: Gökçeada'dan Hikayeler

Resim
  Bu hayata geldiğimiz ilk günü hatırlamayız hiçbirimiz. İlk kelimelerimizi çıkarmak için ne kadar emek harcadığımızı, o ilk adımı atmak için gücü içimizde nasıl bulduğumuzu anımsamayız. Bu yüzden kendimizi bazen çok güçsüz hissederiz. Eğer hayatımızı bir grafik üzerinden izleme fırsatımız olsaydı, muhtemelen kendimizle çok daha fazla gurur duyardık. Kendi başımıza yola çıktığımız ilk gün, o ilk adımımızı atmaya başladığımız günkü kadar kararlı ve cesurduk mesela. Hayatın tadını o ilk dondurmamızı yediğimiz günkü kadar çıkarabilirdik. Gökçeada da yediğim o ilk Laz Böreğini, diğer adıyla Galaktoboureko’yu yerken hayatın tadına yeniden vardım ben mesela. Oğlakların arasında yürürken ve patika boyunca uzanan makiler arasında gezinirken, yeniden içimde bir şeyler kıpırdandı. Mavi yusufçuk böcekleri başımın üzerinde uçuşurken, kulağıma cırcır böceklerinin yaza veda şarkısı çalınırken ben yeniden kendim oldum. Dereköy’de yıkıntılar arasından denize bakarken, darmadağın olmuş hayatımın na

Köşe Yazısı: Hayatın Anlamını Aramak

Resim
  Hayatın anlamını öyle ilk sorgulamada bulamadım ve panikledim çünkü; hemen herkesin hayatın anlamını bulduğundan emindim. Sanki herkes yaşıyordu onu ama ben hala bulamamıştım. Nasıl olurdu da ne için yaşıyorum sorusuna bir tek cevap veremiyordum. Para için, aşk için, tutku için, makam için diyemiyordum. Başka ne için yaşardı ki insan dedikleri? Bilemiyordum ve huzursuzluğum gittikçe artıyordu. Konuşmak, yürümek ve hatta nefes alıp vermek bile saçma sapan geliyordu. Ölmek diye bir şey vardı, onun da ne olduğunu tam bilmiyordum. İnsan neden doğar, insan neden yaşar ve ölür sorularının cevabı yüzyıllardır bulunamamıştı, ben mi bulacaktım? Sahi neydi bu durmak bilmeyen düşünceler, neydi bu hayatı ve ölümü sorgulamalar? Herkes gibi yaşasana hayatını, neden bir gece ansızın sokaktaki çocuklara ağlarsın? Neden insanlar savaşıyor diye düşünüp durursun, herkes gibi uyusan olmuyor mu? Bunlar yetmez gibi bir de kendine inancını yitiriyor ve koca evrende minicik bir nokta kadar kalıyordum, yıldı