Kayıtlar

şiir etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Şiir: Aklın Çizgisinden Taşmak

Karanlıktayım ama çok net görüyorum. Yürüyorum ama hiçbir yere varmıyorum. Öyleyse yürümek durmaktır şimdi şu vakitlerde. Konuşmak susmaktır, kelimeler varmıyorsa o yere. Susmak bulmaktır cevapları.   Anlatmak bazen kendi iç sesini duymaktır. Kendini duydukça yeni kararlar almaktır aniden. Ya da onaylatmaktır kendi iç sesini dışarıdakine. Kelimelere odaklanmaktır konuşmak.   Gitmek duygusu bazen bir kaçıştır eskiden. Sıradanlıktan uzaklaşmaktır yerini unutmak. Ayaklar adım attıkça zihin de yürümeye başlar. Çıkarsın eskilerden, sığ fikirlerden uzaklaştıkça.   Ait olmaktan uzaklaşınca ait kalamazsın artık. Uzaklar hep uzak kalır mesafene. Gitmek bir eylemden daha fazlasıdır artık. Keşfetmektir hayatı bir hevesle.   Tüketmek ve üretmek arasında gidip gelirsin. Bilirsin artık varılacak bir yer kalmadığını. Maddeyi alıp yerine enerjiyi koyarsın. İşte o zaman durduğun yer artık kaderindir.

Köşe Yazısı: Hayatın Anlamını Aramak

Resim
  Hayatın anlamını öyle ilk sorgulamada bulamadım ve panikledim çünkü; hemen herkesin hayatın anlamını bulduğundan emindim. Sanki herkes yaşıyordu onu ama ben hala bulamamıştım. Nasıl olurdu da ne için yaşıyorum sorusuna bir tek cevap veremiyordum. Para için, aşk için, tutku için, makam için diyemiyordum. Başka ne için yaşardı ki insan dedikleri? Bilemiyordum ve huzursuzluğum gittikçe artıyordu. Konuşmak, yürümek ve hatta nefes alıp vermek bile saçma sapan geliyordu. Ölmek diye bir şey vardı, onun da ne olduğunu tam bilmiyordum. İnsan neden doğar, insan neden yaşar ve ölür sorularının cevabı yüzyıllardır bulunamamıştı, ben mi bulacaktım? Sahi neydi bu durmak bilmeyen düşünceler, neydi bu hayatı ve ölümü sorgulamalar? Herkes gibi yaşasana hayatını, neden bir gece ansızın sokaktaki çocuklara ağlarsın? Neden insanlar savaşıyor diye düşünüp durursun, herkes gibi uyusan olmuyor mu? Bunlar yetmez gibi bir de kendine inancını yitiriyor ve koca evrende minicik bir nokta kadar kalıyordum, yıldı

Köşe Yazısı: Dünyayı Kurtarmak

Resim
Her şey kötü gitse bile hayatlarımızda, yine de orada iyi şeylerin bizi beklediğine inanırız bazımız. Bazılarımız elinde kalan son kişiye veya son fırsata sarılır. Kopan fırtınaları, feryatları, acıları duymazdan gelip işimize dört elle sarılırız. Bazılarımız dünyayı değiştirebilmek için sabah 5'te kalkar ve rutinine başlar. Çalışır çalışır daha çok çalışır. Saatler gittikçe büyüyen galaksiye sığmaz olur geceleri de çalışır. Yaşamaya devam ederken, şarkılar çalınır, yine şiirler yazılır, âşık olunur ve bir sürü şey işte. Nihayetinde bu dünyadan giderken klasik birkaç cümle kurulur hakkımızda. İyi insandı, herkese yardım ederdi, çok inatçıydı, hep sessizdi gibi. Yazdıklarınız, yaptığınız işler unutulur ve tozlu raflara kaldırılır en sonunda. Şimdi o tozlu raflardan bakıyoruz hayatlarımıza, geriye ne kaldı bizden? Neden gelmiştin bu gezegene, sen gerçekten hangisiydin o tanımlamaların? Belki hepsiydin belki de hiç biriydin. Şimdi sonsuz bir boşlukta mısın yoksa yepyeni bir g

Şiir: Yine Yeniden Yaşamak

  Binlerce şarkının arasında,  ben hep aynı şarkıyı söylerim. Ayaklarım, adımlarda şu küçük evreni, ben tek bir toprakta yaşarım. İçimde pişmanlığın sesleri, tutar yakasından umuda yapışır. Umut kovar hüzünlerimi... Hüzünlerim, birer yağmur olur. Yağmurlar ıslatır toprağımı, üşümek ısıtır bazen kalbini. Güneş doğar üzerimize... Bir filiz başını çıkarır, biz göğe bakarız.

Şiir: Kayıp Ruhlar Gezegeni

 Bir şairin ruhu kayıptır, a raftadır. Hiçbir zaman duyulmamış, tanınmamıştır o. Dizeleri, binlerce yıldır kayıp bir geminin enkazı gibidir. Biraz yosun kokar kelimeleri,  adı ise gizlidir köşelerde. Kimse umursamaz şairin adını. Çok azı anlar, onun ruhundaki karanlığın,  aydınlığa olan küskünlüğünü Kayıptır bir şairin ruhu. Hiçbir enlem tanımlayamaz onun konumunu. Evrene karışmıştır çoktan nefesi. Yıldızlardan gülümser kırgınlığı. Bir şaire iyi bakın insanlar. Onun ruhu kimseye benzemez. Kırgındır, yorgundur, hassastır. Katılaşmış bir yürek, okumasın onun satırlarını. Eğer anlaşılmadığını hissederse, incinir bir şairin kayıp yüreği. Bir daha düşmez satırlara.

Şiir: Vahşi Bir Diyarın Üzerinde

  Gözleri ateş saçan dişi bir kurdun pençesinde, yırtılmış ruhum kan revan içinde. Yaprakların o naifliği yüzümde, ayaklarım vahşi bir diyarın üzerinde.   Altımdan sıyrılıp yükselince yeryüzü, düşecek sanki üzerime gökyüzü. Ellerime sığmış hüzün dolu bulutlar, alabora olmuş bugünler ve yarınlar.   Kayboldum enkaz altında anılar kefil. Umuda doğru açılan o pencereler, sonsuza dek kapanmışlar yüzüme.

Şiir: Yaban Arısıyla Dans

  Bu gezegen bir kovan. Bir ileri gidiyor, bir geri gidiyorum.  Kendi etrafımda daireler çiziyor,  yolumu kaybediyorum. Şehrin ışıklarını söndürün bu gece. Sizi yaban arılarıyla,  vahşi bir dansa kaldırmak istiyorum.  Gerçeklerle yüzleşmeden,  derin hayallere dalmanızı istiyorum.  Kulaklarımda tatlı tatlı vızıltılar, şehrin en güzel seslerini dinliyorum. Kayalıklardan atlıyorum.  Sonra kanatlarım huzursuzlanıyor. Bir nehrin tam ortasında,  yüzerken buluyorum kendimi. Çünkü başka türlü soğumuyorum.  

Şiir: 9. Gezegenin Keşfi

İnsan... "Keşfedilemeyen 9. Gezegen." İnsan;  Bu dünyaya ayak basmış olmasına rağmen, aynı anda tüm gezegenlerde olmanın arzusunu duyar.  Hep daha fazlasına sahip olmaya çalışan tek gezegen.  Karanlıkta kaldığı için bazen görünür, bazen kaybolur.  Onu keşfetmek hiçbir zaman mümkün olmamıştır.  Bu dünyaya bir su damlası olarak gelir, tüm evreni keşfedecek güce sahip tek varlık hatta. Bir kadının içinde hayat bulur ve doğar. Sonra sürünmeye başlar.  Heyecanlıdır ilk adımını atmak için.  Nihayet o ilk adımını atar ve koşmaya heveslenir.  Koşmayı öğrenir ve en hızlı koşan olmak ister. Nihayet yavaşlar; siz yavaşladığını görürsünüz.  Ancak o sonra uzaklaşır, kaybolur, gider. Keşfetmek onun için bir tutkuya dönüşmüştür.  Tutkulu bir insan asla gözle görülmez.  O yalnızlığın rengine dönüşmüştür.  Karanlığın içinde siyahları giyer ve kendisiyle bir bütün olur. Tüm gezegenlere ayak basar, dünyaya sığmaz olur hayalleri, sonsuz galaksiden taşar. Özgürdür, cesurdur, isteklidir. Aslında k

Şiir: Nedir Bu Mutluluk Dedikleri ?

İnsan bir çılgınlık yaptı ve mutlu olmak istedi... Mutluluk der durur insanlar sürekli.  Mutsuzluktan yakınırlar her fırsatta. Bilmedikleri şey mutluluğun ne olduğu aslında.  Zannederler ki mutluluk; dilerlerse, avuçlarında beliriverir.  Onu alıp saklasak diye düşünürler.  Sıkıca tutarlar avuçlarında. Mutluluk yakasına yapışıp, onu sonsuza dek seninle kalmaya ikna edebileceğin bir şey mi? Mutluluk bir tanrı misafiri gibi gelmez ki kapıya. Mutluluk bir yanıp bir sönen şehir ışıkları gibidir. Birde kalıcı olduğunu zannettikleri mutluluk türü vardır.  Sevdiğiniz insanın yüreğinde gelir kapınıza.  M utluluğun tüm yükünü taşıyan o insan, sizin en değerliniz olur sonra.  O size mutluluk katar durmadan: "Mutluluk sarhoşluğu" denir buna. Mutluluğun insanı en çok çarpanı da bu kalpten bulaşanı galiba.  Tattırdığı mutluluk, size vereceği acının karşılığıdır aslında. ve her zaman acı büyüktür mutluluktan...

Şiir: Pişmanlığın İzleri

  Keşke denen bir şehirde, hüzünlü atıştırır damlalar. Yüzlerde pişmanlığın izleri, masalar hep boş.   Alelade yazılmış mektuplar, postacılar terki diyar. Bir çift söze muhtaç insanlar, kafalar hep boş.   Hasret kokulu rüzgarlar, hislere tercüman arıyor. Sevmeyi bekleyen varda, kalpler hep boş.

Şiir: Yüreğiniz İyi Mi?

  Bu benim eve dönüş mektubum. Yolları adım adım saymadan evvel, insanın ayakları eskirmiş meğer. Her şehirde selamlarken güneşi, bir yabancıyı ağırlar geceler. Bir toprak kokusu sarar beni, rüzgarın duasıyla uyanırım. Arno nehrinin kıyısında, derin düşlere dalarım. Her köşe başına yazın beni, adım duyulsun her şehirden. Dostlar ansın beni, eve dönüş yolundayım.

Şiir: Gezegenin Yalnızları

Söylemiştim sana kalbim,          sen bu yolda yürüyemezsin.                  Bu yolun sonu o değil,                  haksızlıkların bittiği.         İnsanların içinden geçip,   yalnızlığa varacaksın hep.            Gül bahçelerinde,     hercai bir menekşe    senin payına düşen.      Sen dünya renginde              düşlere dalmışsın            Bilmediğin bir şey var;    herkes kendi gezegeninin yalnızı.